Gökten düşen sadece tanrılar mıdır? Tanrıların yanına ulaşmaya çalışıp başaramayanların da
kaderi değil midir gökten düşmek? Yeryüzünde doğup göklere ulaşmaya çalışanlar da düşmez mi
havada kalamayınca? Hatırlamayız onları hikayelerimizde. Hatırlasak bile aşağılarız onları
zavallı İkarus’u aşağıladığımız gibi, hak ettiklerinden fazlasını istediler deriz. Böyle deriz ki başka
kimse denemesin tanrıların yanına yükselmeyi. Bizi dinlemeyip yine de gökyüzüne ulaşmaya
çalışanlara bu sefer tanrılar saldırır. Fırtınalar, yıldırımlar ve onca şeye rağmen tanrıların yanına
ulaşmayı başarırsa bir fani, o da tanrı olur artık. Tanrılar onu övgülere boğar. Hepsi bir ağızdan.“
Bu fani en başından beri sizlerden farklıydı. Bu fani en başından beri hepinizden üstündü. Bu fani
en başından beri yeni bir tanrı olmayı hak ediyordu.” Diyerek över aralarına yeni katılan tanrıyı.
Kendilerini biz fanilerden ayrı tutarlar, kendilerini bizden üstün gösterirler. Böylece hiçbirimiz
onların bizden üstün olmasının nedenini bizden gerçekten üstün olmaları değil bizden daha
şanslı olmaları olduğunu fark etmeyiz.