Tüm dinlenme tesislerinde duruyorum kalbinin.
Milyonlarca şarkının içinde boğulmak istiyorum dizilerden labirentler rüyasında.
“Aklım gurulduyor ama yediklerinizden tiksiniyorum.”
Ben Nuh’un gerisindeki milyarlarca canlıdan biriyim
Ruhum dans ederken tabutlarla;
Her intihar mektubunun erimiş mumu kıvamında,
İçi ağlayan kanlar!
Canım ölmek istedi.
Birçok sesten yarım’haber;
Elimde kulağım yürüyoruz,
Vincent buraya gel!
Picasso sütünü ısıttı.
Munch artık çığlık atmak istemiyor.
Selim intihar etti ve Işık seli sona erdi.
Günseli’nin son mektubu…
Lotte, yalvarırım duy artık!
Yavuz düşmedi!
Vedat ölmedi.
Virginia ağlamıyor.
Plath sağlıklı!
Son Akşam Yemeği hiç bitmedi.
Çarmık siyah
Ve baldıran Sokrates’i sevmedi.
Romeo katil, Juliet öldü.
Shakespeare kurban.
Acı enjekte edilmeden dize şair olamaz.
Ruhunu uyuşturuyorsun,
Bunu Kanat öğretti.
Tüm dinlenme tesislerinde duruyorum kalbinin.
O ” boş bir levha”,
Önünde siyah tonları.
Tonlarca siyah.
Boyamalı!
Mona Lisa, tatlı saçlar,
Kesik;
Kalemler.
Okunan şiirler tuzlu kabuk adeta.
Tesisler sisli,
Bunlar eğilim.