Toplandık gölgenin huzurunda

Esintinin çizginde toplandılardı ben gördüm,

Kadınlar ve bir dolu adamlar ve şapkaları.

Örülmüş çitler yolunun nezdinde

       çitler ormanına örülüydü ben gördüm.

       Geldin ile yitirdin bizi

       İşte kuşum, geldin.

 

Rüzgârınla izmaritleri eritirdin ve

Koca kadın adamlar arasında uçkurlu ellerim

Günlerimin dediklerine karşın haz etmiyorum.

Bir ıslıklı alet eşliğiyle önümüzden

       Uçuverdin kuşum,

       Ben gördüm.

       Gagandan düşmüş umutlarım

       Ve ben bir ay kadar nefessizim

       Kanatlarının huzurunda.

Ağacımı üzmüşsen yahut tırnakların sövmüşse şayet

Issızlığını müzik saydığım gözlerime af dilerim,

Biz ki bu kadınlar ve adamlar hepsi koca 

       -toplandılardı ben gördüm-

Damarından süzmüş o pıhtının esiri olabilirdik

Değişim Rüzgârı (way to rise) yolunda dönseydi,

Ama olmadı.

 

Bir savruldun tüyün düştü ben gördüm

Tüy düştüydü sen var olmadan evvel,

Örtüldü sanat yeşili kürkünle memeleri kadınların

Devlet bacaklarından damlayan bir huşu kadınların

                                                             ben gördüm

Koca koca adamları istemedin sarmadık,

Doğurduğun bu geceye sığındık;

Gözlerinde ömrümü çizmişsem ölmeli miydim sahi,

Tüm bu çıplak adam ve olmayan kadınlar ağlasın mıydı?

Sarmalımda tanrısadım seni ve ıssızlığımı,

Hani göklerden gelmezdi bir ses daha:

 

     “Canım, aşkım, annesinin kuzusu, abişko…”

 

Adem’in varisidir kendim ve ellerime uçkurlanmış kalemim!

Güzel kuşum, sen geldin betimi değişti romanın,

Karnına sığınırım beni tanı aklımdan

Bir uçtun ve soyunduk kalbimizi

Ötmüştün bir kere ve çağırdıydın huzuruna

Ben gördüm.