Kalbimden akıtıyorum bu sefer her şeyimi. Kalbimle baktığım yerlerde kalbimi görüyorum. O kadar savunmasızım ki savunmasızlığımla gurur duyuyorum. Korkmaktır cesaretsizlik, ben bir kaldırım çiçeğiyim
Hayatını var ederken elleriyle kaldırımı delerek filizlenmiş
Savunmasız ama hayatta
Hala hayata dair
Hala saçılıyor
Etrafa
Ve korkusuz etrafta.
Ben, etrafın çiçeğiyim.
Etrafta var olurum ancak, etrafta ararım ve etrafta kaçarım. Merak ederim ve hayal etmekten kendimi alamam. Kalbim hep ellerimdedir ve karşımdakine bunu olabilecek en imtinalı şekilde gösterebilmeyi isterim. Ya gösteremediklerim? Gerçekten gösterememek, en çok istediğinde var olamamak.
Kendinden uzak hissetmek.
KENDİNİ BULMAK.
KENDİN İN DIŞINDA
Temassızlık, kopuk,sıkışmış,sıkışmış.
Aklın ve kalbin bu köşesinden kelimelerle hisleri çizmeyi denemek demek şiir sanırım. Hayatın şiirini görebilen kişi midir şair, şiiri görebilen ama onu bir türlü hissedemeyen bir Sisifos mudur yoksa kendi dağında, kendinden kayaları, kendinden korkulara taşıyan?
!Parrmak uçlarında yağmuru hissedemiyor ama; 3 gündür parmak uçlarında yağmuru hissedemiyor!
-Gözler görür, insan yaşar; ve insanın yaşadığı her şey kaybolur, hayat budur; insan her seferinde bir kahve gibi etrafa dökülür ve bu döküntülerde karşılaştığı herkeste kahve lekesi güneşte kuruyana kadar belirgin kalır yalnızca. Sonra pufff, insanın kendini yarattığı bir düzine gerçeklik bir anda son bulur; bir düzine sıfatı değersizleşir ve eski sıfatlarında yeni benliklerinin esamesi bile okunmaz.
(Hisler devreye girer sonra, ellerinde kalemlerle; gelip sana gözlerinle görüp duyumsayabileceğin o kadar güzel şeyler gösterirler ki; hislerin yarattığı renklerin büyüsüne karşı kendini zamana bırakmak dışında bir şey yapamazsın)
+Büyümek böyle bi şey herhalde?
-Bir geçmişten geliyor olmak böyle bir şey. Şehrimin her yeri his, üzerinde yürüdüğüm bu asfaltta hala gülüşmelerim. Bütün şehir benim ve hislerimin.
(Dışardan içeriye bir akış zamanın gerisine koşar.)
Benimlekoş,
Dışarıdan içeriye benimle koş
Ve yeniden yağmuru hisset.