yolculuğa çıktım
aldatmaca inmeleri çözümlemeye.
anahtarımı yuvasındayken kırdım
eve dönmemeye.
arayışım
doğanın eminliğinden kaynaklanan
kutsal bir adım
/insanlığa bir yardım değildir.
fakat akışın bedende hangi damarı tıkanık hangisini açık bıraktığını,
sükut evimde neyin nesi
kimin sessizliği anlatabilir.
buldurabilir karşıma çıkan çirkin keşişin adını
geçmişin tüm taşlarının altını kaldırıp
belki yansız bir tarih öğretir bana.
altımda kızıl kayalar ufalanıyor
sırtımda çocukluğun cesetlerinden bir çanta
onları gecikmiş bir gömüntü olmaya götürüyorum.
sol gözünde beni susatan bir sıvı vardı,
onu içtim.
ve sessizliğimin
kuvvetli asitlerle çözülmesinden hikayeme başlayabilirim.
elimde dökülmüş saçlarımdan bir halat, ucunda en ağır sezgiler katışmış;
tüm aidiyetsizliğimde uykuya dalmadan
sükut evini yıkmaksa bu telaş
geceye teslim olurken
ayna suretine bürünen su
bu yolcuyu limana atabilir.
yılgın boynumu hafifletip
neyin nesi
kimin sesi olduğumu yansıtabilir:
yönümü göstermese de
yönsüz rüzgarın
fırtına habercisi olduğunu,
kabusun uyandıramadığı uykuyu öğretebilir.
hedefin uçsuz tavanına ulaşmaktı, der.
ben de derim ona:
işte denize özgü uzak ihtimallerim benim
işte antik kentlerde çocukluğum
fidan hasadı yapılan kuşağımın gençliği tavanımda eski memleket motifleri bütün
bahçemde sığla meyveleri
memur evinin penceresinden gördüğüm.
geceleri bedenimden parçalar kopararak
sukut evinde sessiz kabuklar açılıyor
çam gibi içten ve sabırla büyüttüğüm
çıra gibi kusursuz yanıyor.
gözlerimde sapsarı terk edişler ve beddua kıvılcımları
onları gözlerimden ayrılmaya diretiyorum
bileklerimde kaygının yara izlerini,
sırtımın derisini tırpanlayan belirsizlikleri
tüm sahtelikleri ipsiz sapansız
harlayışa kurban veriyorum
bu kapının anahtarını çevirip öyle kırdım.
şehrimin uçarı kağıtları bu döngüye hapsoldu.
tereddütsüz kabul ederim bunu
kim diyebilir başka bir yola revan olunmayacak
eskisi gibi oldurulamayan bir veda bu.
hücum gibi ağlamamak elde mi?
yahut yıldız kaysın diye beklememek gökyüzünü.
burada umut yok olmaya ve doğmaya yakın
mavi ansızın siliniyorsa gökten
silinsin
belki kızıl toprak su istemiştir baharın.