Bir cumaydı,
Kara odalardan kazdım saf aydınlıklar çıkardım
Uzun boyluydu sanki ve gülüyordu artık;
Suratsız lavuklar ara sokaklarımda bilirdim.
Raflarım düzenli ve misafirlere açıktı odalarım.
Uykularım sakin trenler gibi dostçaydı artık;
Kadınlar düşlerimde umutluydu lakin göğüslerine bakmazdım
Sade suratıydı,

Mehtaplı ıssızlığım ve ışıklara yansıması boş sayfalarımın
.
Petrol bazlı duyguların esiri bir kaptan ve yırtılmış şapkası
Dikmişti oysaki, belinin büküklüğü dokununca
Bekler eğrili ve meçhul rotanın ucunda.
Yolların da kendi gibi falik birisi olduğunu öğrenmiş şimdi,
.
Lakin kaptan dediğin sürmelidir, yanaklarına da ıssızlığını

Lambaların yalnız kokusu kalbiyle ciğeriyle sarmış parmaklarımı,
Yaşlı sokak çocukları ürkek arkama bakmaktan,
Denizin zümrüdünü çalmışlar kırılganmış anlattı;
Çok ayaklı dostlarım vardır tanırlar beni Maltepe’de
Pamuk tarlasına sarılır gibi ağladık beraberce,
Sorsaydınız bilinirdi iyi olduğum elbet
Sahici alamadım hiç, tekil halimi yiyordum sensiz.

Bir cumaydı,
Uzuvlarım terk etmişti gövdemi deniz de vuruyordu.
Anlardı insan dediğin korkunçluğumu dünden
İstersen gökyüzüne bakayım, istersen gözlerine:
Herkes onu görse de, hiç umut yoktur benliğimde.
Nazım ve ötekiler doğmuştunuz tablolu evlerde.
Bilmeliydim gerçi saydam yüzümden önce:
Yaprak hiç küser miymiş ağacına hepbütün
Artık koyu satırlarım sakin günleri kisveli görüyordu.
Kalbimin sonsuz kahrıydı,

Hepsi.