Abdülhamid, en büyük korkun olsun baykuş kelimesi,
Bilinçli bir halk ecelin olacak haberin yok gibi.
Ama bu halk koyun sürüsünden ibaret neyse ki.

Evren sana uzun uzun ömürler vermiş.
Obez devletimiz diyet yapamazmış.
Çünkü itibardan tasarruf olmazmış.

Sultanım, helal hoş olsun sana saraylar.
Ottoman Empire bu milletin en büyük hayali.
Sanarlar din, iman kurtaracak bizimkileri.

Başından eksik olmayacak Tevfik Fikret gibi şairler.
Tahttan inmediğin sürece sana yazarım “Sis” gibi şiirler.
Dilerim beni Silivri’ye sürmezler.

Ben senden razı değilim Abdülhamid.
Toplamışsın etrafına pohpohcuları
Keyfinin kahyasından saraya girilmez.
Yukardan sesimiz duyulmuyor tabii,

Sen bi’ aşağı insen mi?
Öldürülen kadınları, kız çocuklarını görsen mi?
Yokluktan ailesini kurşuna dizenlere şahit olsan mı?

Abdülhamid, sen bize verilen en büyük derssin.
Milli iradeden daha büyük güç yok derken
Atadığın kayyumlarla şuursuzluğu kanıtlayansın.
İlmek ilmek ördüğün ağlarla,
Dört-beş maaşlı kankalarınla,
Konuşamadığımız her günün sebebisin.

Ben senin rüyanı yaşamaktan yoruldum Abdülhamid.
Meşrutiyetimizi bari geri ver bize.

Enver Paşalar bile degil artık bu halkın peşinde.
Halifeliği sevdin tabii
Ondan diyanetteki vergilerimle ülke ülke gezer yani.
1 asırlık devrim canını baya sıkıyor gibi.

Abdülhamid’im… Padişahım…
Tamam en büyük, en iyi sensin.
Milyarlar, trilyonlar oldu zaten senin.
Yeter artık, dokunma bari hayatıma benim.

Dilerim ki tahtının sonu olur
Gençliği çalınmışların çığlıkları.
Umarım sen de bu diyardan göçmeden
Halkın gücüyle tahttan inersin.

Çıplak kralsın sen Abdülhamid.
Peşinde milyonlarca it.
Biliyorum, benim ağzıma da lazım bi kilit.
Hayatı daha fazla bize zehir etmeden git…