“Öldürmek, bir dışavurumu durmadan yol alan kederimizin”

Rilke Orpheus’a Soneler 2-11

 

Kır kafatasını bir duvardan diğerine

vura vura

akacak kan sana geri verecektir

nefesinin anlamını

görüşün değişecek yavaşça

kararacak belki

ama işte reçeten budur aksinde

bulacaksın hayatı

güvendin bunca yıl onca şaire

kendi düzenlerinden gayrı

ne vadettiler sana

işte anımsa ve tutkuyla vur

yarılası kafanı

istemelisin duyumsamayı

o duvarın ardını

inandıklarının gerçeği senden

hep orda saklandı

 

işte hiçbir şairin sözünün geçmeyeceği

hiçbir yasanın dayatılamayacağı

o tatlı özgürlüğü vadediyorum sana

sen bütün gerçekliğinle sen olacaksın

cennetimde isimlere, sıfatlara yer yok

yüklemlere

yüreğinin ağırlığını tart, öleceğini hatırla

seni sen yapmış acılarını düşün, değdi mi?

ben de isterdim bir Pazar sabahı boğmak

yumuşacık yatağımda yastığımla kendimi

ama oluversin bu son kirli işin, kirlet bizi

parçalayarak alnındaki keder lekesini

 

canının acısı mı akacak kan mı

daha çok heyecanlandırır seni?

yoksu susturmaya bu denli

yaklaştığın nefesinin

elveda demesi mi?

 

düşün ki yarın sabahların gündelik dehşetlerini

seni alıp sepetine koyacak o devi

üstünde tepinen bizon sürülerini her gün

bütün gün düşün, seni yavaş yavaş

dönüştürerek öldürecek sivri sinekleri

 

onaylayacaktır beni yolun yarısına gelmiş

gride ve buzda tılsımını yitirmiş

olmayan benliğini sevdiğine artık inanmış

aşkını ipoteklemiş bütün duman adamlar

önereceğimde yaşamında hayatın için,

kendin için, en azından bir kere eylem almanı

hayatını kurtaracak yaşamdan parçalanması

kafanın sert soğuk duvarda

unut artık

arkada kalanları