Bir David Lynch filminden anladığınızı sandığınız şeyden hiçbir zaman emin olmamalısınız çünkü emin olmamak daha doğrusu bilmemek daha iyidir.
Mullhond Drive(2001) filminde sahnedeki sunucumuzun dediği gibi hiç bir şey gerçek değil bir illüzyon her şey kaydedilmiş Arkadaki müzik kesilir ve sunucu bunun ses kaydı olduğunu söyler. Eğer bir klarnet sesi duymak istersek.. Dinleyin. Arkadan klarnet sesi gelir burada ki olaylar algı,sembolizm ve anlam atıflarında bulunmaktır. Görmek istediğin şeyi görmek! Anlam görecelidir. Sunucumuzdan sonra bir kadın gelip güzel bir sesle şarkı söylemeye baslar fazlasıyla samimi ve duyguludur hatta hipnoz edicidir ama tam şarkının sonunda kadın yere bayılır ve şarkı duyulmaya devam eder playback yapıldığı farkına varılır. Sinema sonuçta seyircinin görmesi istenilen şeyi yansıtmak için kullanılır ve görülen şey yapaydır bir oyuncu görürüz oyuncunun oynadığı gerçek bir insani değil yani her şey kaydedilmiştir dolayısıyla gerçek değildir ama gerçekmiş gibi kabul edip izleriz illüzyonun gücü budur. Kadının bayılması bu ince ayrımın kırılmasını temsil eder. Gerçeği absürt hale getirmiştir Lynch. “I see absurdity all around me. People do strange things constantly, to the point that,for the most part we manage not to see it.” “I dont know why people expect art to make sense. They accept the fact that life doesn’t make sense.” – Lynch
Zizek’in üstün yorumlamaları ve Lacan’cı analizleriyle dolu Lynch’in sadece bir filmini ( Lost Highway 1997) konu almış bir kitabi vardır ve kimilerine göre Lynch sinemasının derinliğinden dolayı yetersiz görünmektedir. Fakat olay şudur ki yarim yamalak hatırlanan bir rüyanın mantıklı bir açıklaması tam anlamıyla gerçekleşemediği için zihnimize bir tepkide bulunmuyorsak neden Lynch filmlerine tepki gösterelim sonuçta ikisinin bıraktığı duygu tam olarak aynıdır.
Yazar : Can Okan