Sözcükler riyakardır

Boş temennilerin sigara olduğu dudaklarda

Yeterince duyarsan leş  kokusu siner

Beyhudedir artık sana sıkılacak tüm parfümler

Zehirlenmiştir tenin okunmuş bir lanetle

Körleşmiştir gözlerin ışık kapalı ihtiraslı  sevişmelerle

 

Daralırsın kör gönlünün uzattığı tuğlalardan örülmüş hapishanende

Saflığının rengine bürünmüş şahının oynayacak hamlesi kalmadığını idrak ettiğinde

Susmuştur artık kafantasını kırmak istercesine çalan düğün çanları

Sönmüştür artık karanlıkta ışıldayan gözlerinin feri

Ve son nefesini verir aşkın

Piyondan terfi vezirin kömür kollarında

 

Özgürsündür şimdi

Çıkacak bir hece kalmamıştır ballı zehir dudaklardan

Kırılmıştır dişlerin sivri parmaklıkları

Çözülmüştür boğazını sıkan kaderin ağları

Kesilmiştir lanetin anne karnında umutla fermante olmuş etini hırsla döven darbeleri

Soymanın vakti gelmiştir ruhunu yakan şu giydirme kavı

Silmenin vakti gelmiştir Gözlerine cam olmuş batan yaşları

 

Gül artık küçük çocuk

Bundan sonra acı yok bilmem kaçıncı kez nasır tutmuş

düşmekten bitap o dizlere

İşkence yok bonkörce tüm sevgisini dağıtmış

erken tükenmiş yüreklere

Yas yok sevmeyi bilmediği için yitip gidenlere

 

Gül yine küçük çocuk

Görebilmesi için gerçeğe sağır yarı alim yarı gulyabani diktatörlerin

Temizlemek için bıraktığı izi nahak sözlerin

Affet yine çocuk

Kinle kirletme saflığından gelen hasebini

Ve unutma hiçbir zaman nefret değildir

Çözen kireç tutmuş gaddar kalpleri

-Ella Okçu